İnternet icat oldu, ahlâk bozuldu... Özellikle gençlerin internetteki sosyal paylaşım sitelerinde ve Messenger diye tâbir edilen anlık iletişim araçlarında kullandıkları dilde argo kelimlerin giderek ağırlık kazanması, uzmanları endişelendiriyor.
Elbette adabımuaşeret kurallarının önemi ve algılanışı ülkeden ülkeye değişiyor. Buna bağlı olarak da argo ve küfürleri kesin bir şekilde sınıflandırmak da mümkün değil.
Örneğin "ayı gibi" ifadesi bazı ülkelerde "güç ve kuvvet" ifadesi olarak algınıyor; kimi bölgelerde ise büyük bir hakaret olarak kabul ediliyor.
Batı Avrupa'da daha ziyade yüzeysel argo sözcükler internet dilinin bir parçası haline gelirken, Balkan ülkelerinde ise belirli kişi ya da gruplara yönelik hakaret ve küfürlerin artık olağan hale gelmeye başladığı görülüyor.
Hatta Balkan dillerindeki sitelerde çok ilginç ve endişe verici bir akım başladı: Bilhassa siyasi partilere ve politikacılara internette ağır hakaret ve küfür yağdıranlar, bu yolla para bile kazanabiliyor.
"Profesyonel küfürbaz" olarak tanımlanan insanlar, günde sekiz saat mesai yaparak internetteki forum, blog, sosyal medya ve haber portallarını dolaşıyor, küfür ve hakaret içerikli mesajlarla sanal âlemde provakasyon yapıyor.
Üstelik bunu yapmak için herhangi bir ofis ya da pahalı bir donanıma da gerek yok. İhtiyaç duyulan tek şey internet bağlantısı olan bir bilgisayar.
Bu yeni mesleği icra edenlerin iş kıy seo çalışması afetleri de pijama ve terlikten ibaret. Profesyonel küfürbazlar ordusu, birbirlerini tanımayan, hatta birbirlerinden çok farklı yerlerde ikamet eden kişilerden oluşuyor. Bu yeni mesleğe en çok genç kuşak rağbet gösteriyor.
"İtina ile küfür edilir!"
Yöntem gayet basit: Profesyonel küfürbaz, maaşını ödeyen kişi ya da kurumdan, hangi platformda kimlere saldıracağına dair direktif alıyor.
Örneğin, A partisine mensup bir politikacı, B partisindeki siyasi rakibi hakkında kamuoyunda olumsuz bir kanaat oluşması amacıyla bir "sanal saldırı" kampanyası başlatıyor.
Saldırının çapına ve süresine göre profesyonel küfürbazlarla anlaşılıyor ve onlara, muhalif politikacı hakkında bazı doneler veriliyor. Profesyonel küfürbazlar da bu doneler ışığında toplu olarak taaruza geçiyor. Akla gelebilecek her türlü internet platformunda 'hedef seçilen kişi' hakkında son derece ağır hakaret ve küfürler içeren mesajlar yazılıyor.
Sanal alemde yazılan mesajlar ya da paylşılan bilgi ve belgeler jet hızıyla yayıldığından, bazen kampanya bir günde bile amacına ulaşabiliyor. Tabii rakipleri karşısında "nihai zafer" kazanmak isteyenler, bu saldırı kampanyasını daha uzun ve sürekli biçimde uygulamak zorunda.
Konuyu araştırmak isteyen Rumen gazeteci Vlad Ursulean, kendini "profesyonel küfürbaz" olarak tanıtıp "İtina ile rakiplerinize küfür ve hakeret edilir" diye birkaç internet forumunun yanı sıra Facebook'daki sahte profiline de mesaj bırakmış. Ve birkaç gün sonra ilk "müşteriler" kendisine ulaşmaya başlamış.
Örneğin Romanya'da geçen yılki devlet başkanlığı seçimleri öncesi, en şanslı iki aday hakkında başlatılan karalama kampanyasında görev yapması karşılığında, üçüncü sıradaki aday tarafından kendisine yüklü miktarda para teklif edilmiş. Bükreşli gazeteci, araştırmasını derinleştirmek amacıyla bu teklifi kabul etmiş. Ursulean, daha sonraki süreci şöyle anlatıyor:
"Haber portalları, blog ve forumlardaki haber ve yazılara dair her gün elektronik posta yoluyla bana 30-40 tane link gönderildi. Ayrıca yorumlarımda hangi mesajlara yer vermem, ne tür küfür ve hakaret sözcüklerini kullanmam gerektiği de bildiriliyordu.
Örneğin şimdiki devlet başkanı Traian Basescu'nun, ülkedeki tüm olumsuzların müsebbibi olduğu, seçimlerdeki rakibi Mircea Geona'nın kanun dışı olaylara karıştığı gibi doğrudan bu kişileri hedef alan söylemler."
Balkanlarda hızla yayılıyor
Profesyonel küfürbazlar sadece Romanya'da faaliyet göstermiyor. Bulgaristan'dan Sırbistan'a, Arnavutluk'tan Makedonya'ya tüm Balkanlar'da profesyonel küfürbazlar hızla yayılıyor. Üstelik hedefte sadece politikacılar yer almıyor.
Örneğin Bulgaristan'da Romanlara karşı başlatılan internet kampanyasında, bu halk grubunun kötü niyetli olduğu, başta hırsızlık ve gasp olmak üzere çok sayıda suç olayına karıştıkları ve toplumda huzuru bozdukları öne sürülüyor.
Azınlıktaki diğer halk gruplarına karşı da profesyonel küfürbazlar aracılığıyla benzer kampanyalar yürütülüyor. Kosova Gazeteciler Cemiyeti'nden İbrahim Makolli, özellikle kriz dönemlerinde bu tür ırkçı söylemlerin halk arasında çok daha fazla kabul gördüğünü söylüyor ve ekliyor:
"İnternet kullanıcıları arasında bir çeşit savaştan söz edebiliriz. Bu sadece Kosova için geçerli değil. Tüm Balkan ülkelerinde benzer bir manzarayla karşılaşıyoruz. Edilen küfürler ve yapılan hakaretlere baktığımızda, Balkanlarda yaşayan farklı etnik grupların birbirlerine karşı hoşgörüden ne kadar uzak olduğunu görüyoruz."
Bir örnek de Makedonya'dan
Ve bir başka örnek de Makedonya'dan... Eşcinsellerin ve etnik azınlıkların hakları için mücadele eden Makedon insan hakları savunucusu Irena Cvetkovik de sanal karalama kampanyası kurbanlarından. Facebook'ta kurulan bir grupta Cvetkovik'e sadece küfür ve hakaret yağdırılmakla kalmıyor, aynı zamanda kendisine şiddet ve baskı uygulanması da talep ediliyor. Ancak Irena Cvetkovik hakaret ve tehditlere boyun eğmemekte kararlı olduğunu söylüyor:
"Bu tür şeyler benim gözümü korkutamaz. Kuru gürültüye pabuç bırakmam. Diğer yandan, insan hakları için mücade eden birinin, çoğunluk tarafından vatan haini olarak görülmesi de son derece endişe verici bir durum bence."
Kaynak: DW
Türkiye'de de örnekleri var
Türkiye'de de bu tür kampanyalarla belirli kişi ya da gruplar üzerinde karalama kampanyaları sıkça düzenleniyor. Küfürün sonunun gelmediği bu kampanyaların Türkiye'de de finanse edilip edilmediği ise henüz bilinmiyor. Ancak haberlerdeki yorumlar, Facebook'ta kurulan kimi gruplara bakıldığında Türkiye'de de özellikle siyasi arenada organize karalama kampanyalarının internet vasıtasıyla yapıldığı açık bir biçimde görülüyor.
Kategori : GÜNCEL