Denizli'nin Honaz İlçesi'ne bağlı Gürlek Köyü'nde, 70 hane bulunan 52 bin metrekarelik mahallenin tapusuna sahip Hüseyin Sarı, konut sahiplerine bedelsiz olarak tapularını vermek istediğini, ancak devletin bürokratik engelleri yüzünden 15 yıldır bunu yapamadığını belirterek isyan etti.
Sarı, "Dedem ağaydı, babam ağaydı, ben ağayım. Oğlumun ağa olmasını istemiyorum. Vatandaşlara tapularını bedelsiz vermek istiyorum olmuyor. Artık yoruldum. Köyü satılığa çıkardım, almak isteyen varsa fazla para da istemem'' dedi.
Honaz Be trapianto di capelli turchia lediyesi'nin mücavit alanına giren Gürlek Köyü'nde ilginç bir durum yaşanıyor.
Hüseyin Sarı'nın 1960 yılında satın aldığı Gürlek Köyü'nün Tepe Mahallesi'ndeki 52 bin metrekarelik araziye 10 yıl sonra yapılaşma başladı. 1970 yılından bugüne dek araziye Sarı ailesi ve akrabaları tarafından 70 ev inşa edildi, nüfus 300'ü buldu.
AĞALIKTAN HOŞLANMIYOR
Ancak, 'ağa' sıfatıyla anılan Hüseyin Sarı'nın mirasının kaldığı aynı adı taşıyan torunu, müteahhitliği seçti. Ağa olarak anılmaktan hoşlanmadığın söyleyen torun Hüseyin Sarı, arazisindeki konut sahiplerine bedelsiz olarak tapularını vermek istediğini, ancak devletin bürokratik engelleri yüzünden 15 yıldır bunu yapamadığını belirterek tepkisini dile getirdi.
'OĞLUM DA AĞA OLMAYACAK'
Sarı, bu yüzden köyü satılığa çıkardığını açıkladı, girişe de tabela diktirdi. "Benim tapumun üzerine ev yapanlara tapularını vermek istiyorum ama devlet izin vermiyor. 15 yıldır bu uğurda mücadele ediyorum, vatandaşa tapularını veremiyorum. Köye gidiyorum herkes 'Ağa geldi' diye ayağa kalkıyor. Vatandaş bankadan kredi çekecek oluyor, gidip ben imza atıyorum. Her gün yanına 'Ağam işimiz var' diye gelen oluyor. Ben ağa olmak istemiyorum. Dedem, babam ağaydı. Bana da ağa diyorlar ama benim oğlum Ahmet Ağa olmayacak'' diyen Sarı, Honaz Belediyesi'ne de sitem etti.
Sarı, belediyeye mahalledeki yapıları, imar planına uygun ada ve parsellere dönüştürecek İmar Kanunu'nun 18. maddesini işletmesi konusunda 15 yıl önce müracaatta bulunduklarını, ancak belediye meclisinde karar alınmasına karşın bunun yerine getirilmediğini savundu, "Honaz Kaymakamlığı, Denizli Valiliği, İçişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı´na da yazılı müracatım oldu, yine sonuç alamadım. En sonunda bu köyü satmaya karar verdim. Bunda da çok ciddiyim. Köye alıcı çıkması durumunda pazarlık yapıp cazip bir ücretle satışı gerçekleştireceğim. Burada amaç köyü satıp para kazanmak değil. Ben yoruldum artık. Mücadele verecek halim kalmadı'' dedi.
Kategori : GÜNCEL