Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- “CHP’nin derdi laiklik değil yoksulluk” diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partinin ekonomi politikalarını belirleyecek raporun hazırlanmasına hız verdi. CHP’nin seçim beyannamesinde vatandaşa yönelik vaatlerin de içinde olacağı raporun ipuçlarını ve 2011 bütçesiyle ilgili değerlendirmeleri CHP Saymanı Faik Öztrak İnternethaber’e anlattı.
CHP iktidarında çok etkin bir sosyal destek sistemi kuracaklarını açıklayan Öztrak, “Vatandaş, ‘işimi kaybettiğimde gelirim belli bir miktarın altına düşmeyecek. Çünkü devlet bana destek olacak’ demeli. Devletin hayırseverlik yaklaşımı içinde yapmış olduğu sosyal destek modelinden hak bazlı sosyal destek sistemine geçeceğiz” dedi.
Yeni bütçe rakamlarını da inandırıcı bulmayan Öztrak’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
SANAYİYE DAYALI BÜYÜME: Türkiye’nin üreterek yani sanayi öncülüğünde büyümesi lazım. Sanayi örgütlü çalışma ortamını, araştırma geliştirmeyi arttıran daha modern yönetim sist
Deniz kumu emlerini getiren bir yapı. Bu yapı öncülüğünde büyürseniz buradaki büyüme hizmetler sektörüne de yansır.
İSTİHDAM YETMEZ KALİTELİ İSTİHDAM GEREK: İç talebin olabilmesi için de sadece istihdam yaratmak yetmez kaliteli olması lazım. Verimli yüksek kazanç getiren kaliteli işleri yaratmamız insanları burada istihdam etmemiz lazım. Bunun için de verimliliği artıracak bir takım politikalar, kamunun alt yapı ihtiyacını giderme, iş gücünün insan kaynağının eğitimi, sağlık harcamaları şart.
MESLEKİ EĞİTİMDE YENİ YAKLAŞIM ŞART : Meslek edindirme kurslarının en önemli problemi sanayi ile iç içe olmaması. Eğitim sistemi ülkenin ihtiyaçlarını dikkate alan, iş gücünü ona göre oluşturan bir yapıda değil. Yepyeni yaklaşımlara ihtiyaç var. Özellikle mesleki eğitim İHL’lerin baskısı altında perişan oldu. Mesleki eğitime ciddi bir şekilde önem vermek gerek.
VERİMLİLİK İÇİN İYİ SAĞLIK HİZMETİ: İnsanın verimliliği beslenmesine, sağlık hizmeti almasına bağlı. İnsana yapmadığınız yatırım, sizin uzun süre o insanın varlığından yararlanamamanıza sebep oluyor, bir nesli kaybediyorsunuz.
HAYIRSEVERLİKTEN HAK SİSTEMİNE GEÇİŞ: Kaliteli istihdam yaratmamız, çok güçlü bir sosyal destek sistemine sahip olmamız şart. Krizlerde insanların çok fazla ürkekleşerek tüketimlerini aşırı kısması, işsizliği körüklemesinin önüne geçmek için etkili bir sosyal destek sistemi gerek. Vatandaş, ‘işimi kaybettiğimde gelirim belli bir miktarın altına düşmeyecek. Çünkü devlet bana destek olacak, bu yüzden aşırı kısmama gerek yok’ demeli. O çerçevede sosyal güvenlik sisteminden başlayıp, aile sigortasına kadar giden ve olaya hak bazında yaklaşan bir sistem kurulmalı. Devletin bir hayırseverlik yaklaşımı içinde yapmış olduğu sosyal destek modelinden hak bazlı sosyal destek sistemine mutlaka geçeceğiz.
YARATICILIK TEŞVİK EDİLECEK: Türkiye artık yaratıcılığı teşvik etmeli, bilgi ekonomisi alt yapısını daha fazla güçlendirmeli, sosyalleştirmeli. Bilginin sadece belli ellerde toplanması değil, hem üretilmesinin hem kullanılmasının geniş kitlelere büyük faydalar getirecek şekilde organize edilmesi gerekli.
KURALLI MALİYE POLİTİKASI: Bizim için olmazsa olmazlardan bir tanesi mali disiplin, kurallı bir maliye politikası. Borç krizleri, mali krizlerin faturası tamamen yoksul kesimlere çıkıyor, bunun önlenmesi lazım. Para politikasının ana amacı fiyat istikrarını sağlamak olmalı ama bu istikrarın kalıcı olabilmesi için de büyüme ve istihdam açısından bunun sürdürülebilir olup olmadığını da para otoriteleri gözetmeli.
BÜTÇENİN GERÇEKLİĞİ YOK: Orta vadeli ekonomik program mayıs sonunda, orta vadeli mali program ise haziranda yayınlanmalıydı. Ancak bütçe Meclis’e teslim edilmeden, bir hafta önce rekor düzeyde bir gecikmeyle bu iki doküman yayınlandı. Bu gecikme önümüzdeki yılın bütçesini de ne kadar ciddiye alındığını gösterir. Nasıl yapıldı bütçe, bu büyüklüklere ne zaman karar verildi bilmiyoruz, o zaman ben bu bütçenin ciddiliğine inanmam. Önümüze gelen bütçede öngörülen açık, yüzde 2.8. Oysa hükümetin ben buna sığamam, elimi kolumu bağlamam diye reddettiği mali kurala göre bütçe açığı yüzde 3.2. Yani hükümetin reddettiği, sığamam dediği, yatırımcı bakanların itiraz ettiği bu nedenle de genel kuruldan çektikleri mali kuraldan daha sıkı bir bütçeyle geldiler. Bu, “Ben bu bütçeyi nasıl olsa 6 ay uygulayacağım dolayısıyla sığarım” demek. Bütçeyi böyle göstererek uluslararası piyasalara mali disiplini koruyacağım diye mesaj veriyor. Bu rakamlar manzumesi tamamen iletişim stratejisidir gerçekliği yoktur.
Kategori : POLİTİKA